25 Kasım 2013 Pazartesi

Mutluysan Gelme

Gecesi gündüzü karıştı sakalları karıştı birbirine şehirleri karıştı hayatı karışıyor karmaşıklaşıyor ve bir o kadarda sıradan ve basit . Başladığı yer geldiği yerden daha mı önde acaba gerçekten çabalayarak daha mı geri gitti ? Aşağıya mı düştü ? Durup bekleseydi daha mı iyiydi ? Aslında bakarsan her şey normal uzaktan bakıldığında her şey normal ama içeride fırtınalar kopuyor. Kurduğu hayaller şuan ki hayatının temeli miydi? Yakınından geçer miydi ? Böyle olacağını bilse yine çabalar mıydı ? Evet acı, özlem ,yalnızlık insanı büyütür ama bu denli bu hızla büyümek istiyor muydu ki ? Belki de büyüdüğünü sanıp hayatın o kadar kolay olmadığını anlayınca pes mi etmişti ? Bu kadar kolay mı düşmüştü çaresizliğe? İkinci kez hayal kurup çabalamak için gücü yok muydu ? Bu kadar güçsüz müydü ? Kendi beklentileri , hayalleri kendi kapasitesinin üstünde miydi yoksa ? Bu başarısızlıklardan sonra öz güveni nereden bulacaktı ya da öz güveni vardı fakat hayatının getirdiği nokta o içindeki öz güveni çıkartacak insanlardan çok uzaklarda değil miydi ? Kendi kendine yetemiyor ise madem neden gitmeyi seçti ? Düşüp kalkmayı öğrenemediyse kendi başına madem nereden buldu bu uzaklaşma gereğini ? Peki ya geri dönüp baktığında pişman mı şimdi her şeyden geri dönüp beceremedim demek kolay mıydı ? Yanında olan insanlar bir daha hayal kurup çabaladığında bu kadar içten ve samimi destek verecekler miydi güvenecekler miydi geri döndüğünde ? Peki ya geri dönmeyip mutsuzluğa devam etmek insanların fikirlerinden görüşlerinden daha mı önemli?

 Sahi yarı yolda bırakmayı planladığın insanların seni yarı yolda bırakması nasıl bir duygu ? Hayatın adaleti mi bu ? Çektireceği acıları önce bireyin mi yaşaması gerekiyordu ki hayat hep böyle midir ? Acı çektirenlerin hepsi daha önce aynı acıyı yaşamışlar mıydı peki nasıl bu kadar gaddar olabilirler ki ? Belki de yaşandıktan sonra sıradanlaşınca çok kolay gözüküyor yarı yolda bırakmak aldatmak onlar artık kaldırabiliyor diye herkesten aynı şeyi beklemeye başlıyorlar ilk düşünceleri ve çektikleri unutulup gidiyor.

Çaresizlik en acı duygudur. Bütün başarısızlıklar üzüntüler hayal kırıklıkları bir gün biter ama çaresizlik hissi olduğu sürece acı çekmeye devam edersin. Çözümsüzlük , beklemek , sabretmek bunları iyi kavramak gerek ve nasıl yaşanacağını bilmek gerek ilk sefer de bu mümkün olmaz. Saçmalarsın , intikam düşünürsün aklına ilk gelen fikrin önüne geçemezsin sonra pişman olursun , ağlarsın , kızarsın , düşersin , kalkarsın ve öğrenirsin . Yani öyle sanırsın çünkü öğrenmek diye bir şey yok çaresizlik hayatında olduğu sürece zavallı ve perişansın sadece öğrendiğini ve büyüdüğünü sanırsın aslında sadece bunları yaşamayan insanlardan bir veya bir kaç adım öndesindir ama senden başka kimse bunu anlamaz ,  fark etmez ve kimsenin anlamayıp sadece senin anladığın bir şey aslında yoktur sadece var sanırsın dışarıdan öyle gözükür ve bu seni parçalar . Sonuç olarak eğer çaresizsen sen dostum ayvayı yemişsin.


VE ben bu yeni bloğun daha da yeni olan ve kafa açan 3. yazarıyım eğer yazının bu kısmına kadar gelebildiyseniz kafanız tamamen açılmış demektir . Ben , O ve yaratacağım karakterlerle bloğa renk katıp kafanızı sikmek için ara ara buralarda gözükebiliriz. HAYDİ EYVALLAH.

1 yorum: