13 Kasım 2013 Çarşamba

Eğitim Sistemi Şeysi

Bak keke. Burası blog. Burda öyle üj-bej satırlık yazı olmaz. Buraya girdiğinde "öff çok uzun yaa" diyip amlı triplerine giriceksen şimdiden siktir git.

Dur amk sinirlendim.

Sen o adres çubuğuna "blog" yazarken karşına ne çıkıcağını hiç mi akıl edemiyosun bilader? Diyelimki akıl edemedin, diyelimki gerizekalısın. Olum senin yazara hiç mi saygın yok lan. Emeğe saygı nedir bilmez misin yarraam sen?

(Bak şimdi nasıl kıvırcam)

Aslında düşününce sende haklısın be keke. Hayatta karşına hep uzun yazılar, paragraflar vs. çıktı. Hiç birini zevk alarak okumadın. Niye biliyo musun? Yaz tatilinde okuduğun o tatlı La Fontaine(yazılışına gogıldan baktım ehehe) masalları hayat bilgisi dersinde bi arka sayfasında ki değerlendirme sorularını cevaplandırman için önüne koyulduğundan beri soğudun o masallardan. Uzak kaldın o yazıların sıcaklığından. Belkide bu yüzden unuttun o okuma alışkanlığını.(Olum sorun hep mi çocuklukta olur amk?)

Bi vurgunuda öss'den yedin keke. Düşünce akışını bozan cümleyi, paragrafın konusunu, paragrafın nerden ikiye ayrılacağını, yazarın dalgayı ağzına alıp "tadı berbat" cümlesinde hangi duyu organını kullanmış olmasını bulcam derken iyice soğudun okumaktan. Şikayetçi oldun bu uzun paragraflardan. Peki öss'nin bunu yapmaktaki amacı neydi? Öğrencileri kitap okumaya yöneltmek. Temeli sağlam olmayan bir binaya kat çıktılar hep. Böyle yapmaya devam ettikleri sürece o bina sallanmaya hep devam edicek.

Bu durumda küfürleri sen değil öss ve yanlış eğitim sistemi hakkediyo keke. Öyleyse yazının başında sana ettiğim küfürler için özür dileiiycem sandın dimi yarraaam ehehe. Siktirtme yanlış eğitim sistemini, otur kendin için birşeyler oku. 

Beyin bedava...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder